23 Ekim 2012 Salı

Kitaplığım


Evet açıkça söylüyorum Becca Fitzpatrick’in “Hush, Hush”; P.C. Cast ve Kristin Cast’ın “House of Night”; Stephenie Meyer’in “Twilight” ve Suzanne Collins’in “Hunger Games” serilerini okudum.



Başkaları yapabiliyor mudur bilemiyorum ama sadece klasikler, nobel ödülü kazanmış kitaplar ya da kısacası daha çok saygı gören kitapları okuyamıyorum ben. Bazen ruh halim öyle oluyor ki daha kolay okunabilir bir kitaba ihtiyacım oluyor.

Yukarıda saydığım kitaplar da benim için daha kolay okunan kitaplar kategorisinde. Onları okurken daha az konsantrasyona ihtiyaç duyuyorum. Bittiklerinde beni hiç yormamış oluyorlar. Ama beni hikayenin içerisine alıp ona inandırmaktan da geri kalmıyorlar. Bu kitaplar hayatımı değiştiriyor bana çok şey katıyor diyemem ama beni okuduğum zaman içerisinde mutlu ediyorlar ve bu da hiç de kötü birşey değil.



Bir de Jean-Christophe Grange, Dan Brown ve Craig Russell gibi yazarların kitapları var. Bu kitaplar macera filmleri izlemek gibi. Dan Brown’ın bahsettiği sanat eserlerini google’layıp onlar hakkında bilgi edinmem dışında bu kitaplarda uzun vade de bana bir şey katmıyor. Ancak okurken “suçlu kim?” puzzle’ını çözmeye çalışmak aklımı daha çok meşgul ediyor diğer kitaplara göre. Grange kitaplarının neden olduğu kabuslar dışında, sonuçta bu kitapları da seviyorum.


Kitaplarımdan söz ederken fantastik kitaplardan da bahsetmemek mümkün değil. J.R.R. Tolkien, J.K. Rowling, Ursula K. Le Guin, Philip Pullman ve Neil Gaiman kitapları. Bu yazarların hayal güçleri benimkiyle anlatamayacağım kadar uyumlu. Yazdıkları yaşadığımız dünyanın gerçeklerinden ne kadar uzaklaşsa, benim için o kadar inanılabilir o kadar gerçek oluyor sanki. Kitaplardan ders çıkarmak derler ya benim en çok ders çıkardığım kitapların fantastik kitaplar oluşu benim hakkımda ne söylüyor bilemiyorum.

Ayn Rand, Ernest Hemingway, Jerome David Salinger, Jane Austen, Charles Dickens, George Orwell, Mark Twain, Herman Melville, Charlotte Bronte, John Steinbeck, Dostoyevski, Victor Hugo ve bunlar gibi başka yazarların kitapları var bir de. Bazılarını bir çırpıda okuduğum, bazen aylarca elimde tutup yavaş yavaş okuduğum kitaplar. Hepsinin yeri ayrı. Okuduğum her yeni kitapta dünya klasiklerinin ve modern klasiklerin neden okunması gerektiğini anlattılar bana.

Kitaplığıma bakınca her değişik kitap çeşidine hayatımda ihtiyacım varmış hiç birinden vazgeçemem diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Tamamlana bilmek için, mutlu olabilmek için kitaplığımdaki her kitaba ve daha birçoklarına ihtiyacım var sanki.

Not: Hiç kimse bana Twilight ya da Hunger Games serisini fantastik kitap olarak kabul ettiremez. Hunger Games’i bir çeşit hafifletilmiş distopya ya da romantik-distopya; Twilight serisini ise sadece romantik bir kitap serisi olarak kabul ediyorum.

4 yorum:

  1. kitaplık ve kitaplar çok düzgün görünüyor:)
    ya sen öyle twilight ve hunger games'i fantastik falan olmaz diye yazınca aklıma geldi, kitap kategorilerini araştırdım.kaç çeşit varmış hangisine neler dahilmiş falan.fantasy için şöyle diyor bir yerde: "Fantasy may deal with various “unreal” or magical things, or things not possible in the real world, and may contain alternate worlds and/or mythical and made up creatures or peoples." şimdi bunu baz alarak twilightta vampirler ve biçim değiştiriciler gibi "made up creatures" olduğundan, hunger games'te de olayın "alternate world"de geçmesi durumundan sanıyorum bunları fantasy'ye sokuyorlar.ama distopya düşüncene ben de katılıyorum,gerçi zaten sanırım distopyalar da alternate world sayılıyor çünkü fantasy için ayrıca "Fantasy can be set in any time period." deniyormuş.böyle de çok araştırma delisi gibi göründüm ama :p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teknik olarak fantastik gibi görünüyorlar ama onları Tolkien ya da Ursula K. Le Guin ile aynı kefeye koymaya içim hiç razı gelmiyor :)
      Kitaplıklar iyi oldu ya bütün kitaplarımı alıyor önceki haline göre bu bile büyük ilerleme :D

      Sil
    2. ya tolkien'le ilgili olarak şey dediklerini hatırlıyorum "kaçış edebiyatı".onunki hem öyle dedikleri için hem de kendisi kırmızı kitaptan çeviri yaptığını söylediği için ben onun yazdıklarını fantasy olarak görmek istemiyorum nedense.unreal değil bence onlar,en azından o yazarken öyle düşünmemiş gibime geliyor.ursula leguin'i okumadım hiç daha,acayip de merak ediyorum.

      Sil
  2. harrypotter serisini satmayı düşünür müsünüz?

    YanıtlaSil