Daha önce halamın hastanede
olduğundan bahsetmiştim herhalde. Bugün tam 3 hafta oldu hastaneye yatalı, bir
de bugün 2. Ameliyatını oluyor.
İlk ameliyat geçen hafta Salı günüydü.
Zaten bir süredir hastane de olduğundan bende çoğunlukla gündüzleri yanına refakatçi
olarak gittiğimden çok yorgundum. Önceki gün de halam “iyiyim gelme, evde
dinlen” demişti o yüzden hastahaneye gitmemeyi ciddi ciddi düşünüyordum. Daha
ben bir karara varamadan telefon geldi, halam acil ameliyata alınıyormuş.
Yanında gece kalan refakatçisini de eve yollamış tek başınaymış ve onu ameliyata götürüyorlarmış. Mantıklı bir yanı olmasa da kendimi öyle suçlu
hissettim ki o gün sanki ben hastaneye gitmeye üşendim diye halam ameliyat
oluyormuş gibi.
Salı gününden sonra Arife günü ve
bayram olduğundan annemin çalışması gerekmiyordu. Birde ameliyat sonrası bakım
daha zor olduğundan refakatçi nöbetini benden devraldı. Bir yandan içim öyle
rahatladı ki çünkü halama iyi bakamam diye korkuyordum ama bir yandan da felaket
suçlu hissediyordum. O günler geçti dün ameliyattan sonra ilk kez yine ben
refakatçiydim. Öğlen 12 - akşam 9. Bu sabah tam hazırlanıyordum hastaneye
gitmek için yine telefon yine sürpriz bir ameliyat.
Tünelin sonunda henüz ışık
görünmüyor yani. Daha ne kadar hastanede olacağız ailecek bilemiyorum.
Sevdiğiniz biri hastane yatağında acı çekerken yanında durup da ona yardımcı
olamamak kadar korkunç bir şey yok sanırım. Sırf kendi yakınınız da değil
yandaki yatakta acıyla çığlık atanlarda var. Hastanede geçen her saat insanın
bütün umutlarını alıp yerine karamsarlık bırakıyor sanki.
Hayatımız normale dönsün
istiyorum artık. Düzenimiz eski haline dönsün. Çünkü ben her an kırılıp dökülebilecekmişim
gibi hissediyorum. Bir yandan da bencilliğime sinir oluyorum. Halam orada acı
çekerken hayatımız normale dönsün demek bencillik çünkü. Önemli olan onun
iyileşmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder