23 Ağustos 2013 Cuma

Kontrol

Babama kanser teşhisi konduğunda lise 1'i bitirmek üzereydim. Olayını önemini kavrayamamıştım o zaman. Kanser televizyonda duyduğum uzak bir hastalıktı sanki gerçek bile değildi. Ya annemle babam bizi çok iyi korudu ya da babam çok dayanıklı durdu bilmiyorum ama büyük travmalar geçirmeden atlattık o süreci. Babam normale döndü. Tabi bu arada planladığından erken emekli oldu falan ama ben fark edemeden geçti o dönem. Belki de ergen halimle kendimle o kadar meşguldüm ki benim içim çabuk geçti.

Yıllar geçip her yıl kanser geri döndü mü tetkikleri tekrarlanmaya başlayınca bende ergenlikten sıyrıldıkça büyüklüğünü daha iyi kavramaya başladım hastalığın. Halam da kanser olup babam gibi kolay atlatamayınca her tedavinin sonunda kanser gitti galiba deyip, her kontrolün sonunda gitmediği anlaşılınca daha da korkmaya başladım lanet hastalıktan.

Bugün babamın kontrolü vardı yine. Basit bir kontrol de değil geçirdiği kanserin tipi dolayısıyla acılı bir kontrol testi var. Ama temiz çıktı sonuç. Kanser geri dönmemiş bunca yıldır dönmediği içinde kontroller iki yılda bire indirilmiş. Taşıdığımı fark etmediğim bir yük kalktı omuzlarımdan.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Ölüm

Halam vefat etti. Ve benim ailemin dünyası yıkılırken aslında dünya dönmeye devam ediyor. Dünyada binlerce insan ölüyor her gün. Bugün benim halam ölmüşken; ben üzülüyorum ben halamı bir daha asla göremeyeceğim diye durmuyor. Bende durmuş her şeyi düzeltecek bir mucize bekliyorum.

Ama hiç bir şey düzelmiyor.

8 Mart 2013 Cuma

smile




Smile, though your heart is aching
Smile, even though it’s breaking
When there are clouds in the sky you’ll get by
If you smile through your fear and sorrow
Smile and maybe tomorrow
You’ll see the sun come shining through for you

Light up your face with gladness
Hide every trace of sadness
Although a tear may be ever so near
That’s the time you must keep on trying
Smile what’s the use of crying
You’ll find that life is still worthwhile
If you’ll just Smile

14 Şubat 2013 Perşembe

Hastane

Halam aslında yeniden hastaneden çıktı pazartesi akşamı. Hayatımız alt üst olmadı beklediğim gibi. Gerçi Cuma yeniden hastaneye gidecek ve sonraki süreç belli olacak fakat ben yine en kötüsünü düşünmekten alamıyorum kendimi. Gerçi ne düşündüğüm fark etmez cuma günü öğreneceğiz durum nedir ne değildir.

Birde ayağım iyileşmesi 3 hafta sürecek. Ondan sonrada hareketimi yavaş yavaş arttırmam gerekecek falan. İlaçlar kremler  ve muhteşem rahatsız bir bileklik kullanıyorum. ama yürürken eskisi gibi canım yanmıyor pek o yüzden bu da birşeydir.

Bilmiyorum da mutlu değilim. Geceleri lütfen sevdiklerime kötü bir şey olmasın diye dua ederken buluyorum kendimi. Sanki yanlış bir kelime söylesem başlarına kötü bir şey gelecekmiş gibi korkuyorum. Son olaylardan dengem bozuldu o yüzden böyle paranoyak düşünmeye başladım biliyorum ama bu duyguyu üzerimden atamıyorum. Bir süre hiç hastane görmek istemiyorum. Bütün sevdiklerim ben sağlıklı mutlu olalım hastanelerden uzak duralım istiyorum. Böyle düşününce de kendimi müthiş bencil hissedip herkes sağlıklı mutlu olsun diyorum.

10 Şubat 2013 Pazar

Bitmiyor

Halam yine ve yeniden hastanede. Dün küçük bir şey sanılan olay bugün büyüdü büyüdü ve halamın yeniden hastaneye yatması ile sonuçlandı. Ne yapacağız bilmiyorum. Yine ameliyat mı olacak yoksa yine ucu açık bir süre hastanede mi kalacak bilmiyorum.

Aşil tendonumda yazın olan sakatlanma tekrarladığından cumadan beri ben ayağımı uzatıp buzlarla oturuyorum ama annem neye nasıl yetişecek bilemiyorum. Yarın doktora gittikten sonra neye ne kadar koşturabileceğim belli olacak. Annem yine iş ve hastane arasında bölünecek ve eve sadece uyumaya gelecek. Babam hastane ev arasında koşturacak. Gerilmiş teller gibiyiz şu 10 günlük ara hiçbirimizin gevşemesine yetmedi. Önce kim kopacak diye bekliyorum neredeyse. Halamı düşünemiyorum bile, 4 ay hiç iyi hissedemeden sürekli hasta olmak bir ameliyattan çıkıp diğerini beklemeye başlamak korkunç olmalı.

Bir de iş başvurusu olayı var TAI ye başvurdum. Olacağından değil de annem istedi tamam dedim başvurdum. Diğer yerler arasında en çok TAI den gözüm korkuyor benim. Aslında kendime güvenim tamdır böyle konularda, başlarsam yaparım diye düşünürüm hep ama nedense TAI benim ligimin dışındaymış gibi geliyor bana. Bu sabah 9 akşam 6 çilesini çekeceksem eğer o kadar zorlanmayacağım bir yerde çeksem daha iyi olur sanki. Çünkü olayın sosyal kısmıyla boğuşmak benim için diğer insanlardan biraz daha zor. Asosyalliğim tartışılmaz bir gerçek çünkü.

Çok bilinmeyenli denklem gibi hayatım bu ara, çözülmüyor da. hem içimden bir ses çözülse bile çözümleri sevmeyeceğimi söylüyor.

30 Ocak 2013 Çarşamba

Hastane Macerasının Sonu

Sonunda hastane maceramız bitti. Yani halamın hastanede yattığı o garip sürecin sonu geldi. Aslında geçen perşembe çıktı hastaneden ama o zaman yazmak istemedim. Çünkü ne zaman tamam artık iyi desem, hayat bana lafımı yutturuyor gibiydi. Kanser hala burada ama hastaneye kontroller dışında gidilmeyecek diye umuyorum artık.

Hayat normale dönüyor şimdi. Herkes bir koşturmaca içinde değil. Annem eve vaktinde geliyor ama bu seferde eski normal artık bir garip geliyor. :S

Yeniden kendime bakmaya bile başladım. Bugün gidip saçımı bile kestirdim (ki bilen bilir ben şu saçını kestirmeye kıyamayan tiplerdenim) ama 8 ay olmuş en son kuaföre gittiğim o yüzden vakti gelmiş de geçiyordu. Saçımı kestirdim, fönümü çektirdim aynada kendime bakınca da iyi hissettim. Sürekli evde vakit geçirince insan kendini çok fena bırakıyor çünkü. Öyle makyaj saç delisi bir tip değilim ama benim de ihtiyacım oluyormuş demek ki.

Sırf kuaför olayı da değil, sanırım en çok da kendime vakit ayırdığımdan mutluyum bugün.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Hayal

Vaktimin çoğunu hayale kurarak geçiriyorum sanırım. Elf olup Fangorn ormanlarında yürüyorum, orta dünyayı anlatan şarkılar söylüyorum; Hogwarts da öğrenci oluyorum, mezun olup seherbaz oluyorum ya da bazen Diagon yolunda bir yer işletiyorum; bazen gizli ajan olup kötülerle savaşıyorum ama hiç yenilmiyorum yaralansam bile yaralarım mucizevi bir şekilde iyileşiyor; yazar olurum, pastacı oluyorum, kitapçı oluyorum, dansçı oluyorum, dünyayı geziyorum bazen 5-6 dil birden konuşuyorum... Hayallerde yapamayacağım şey yok!

Bir çok değişik hayal kurdum ama kendimi hiç bir evlilik içinde hayal etmedim (yani etmemiştim bir süre öncesine kadar). Ama son yılda çevremde bir çok kişinin evlenmesi, nişanlanması, çoluk çocuğa karışması yetmezmiş gibi birde evdekiler de küçük küçük evlilik lafları etmeye başlayınca bende bir terslik mi var diye düşünüp evlendiğimi hayal etmeye çalıştım.

Sonra garip bir şey oldu. Her hayalimin sonunda evlendiğim kişi öldü bende yeni bir ev içinde sevdiği kişi arkasından yas tutan kişi olarak kaldım. Bir kere de değil kaç kere denedim sonu hep ölüm. Gerçi bir sefer aldatılıp boşandım. Bir şekilde hiç mutlu sona ulaşamadım hayalde.

Bende mi bir terslik var yoksa herkese evlilik fikrinin zorlanması mı yanlış bilemiyorum ama daha önce hayal kurmakta hiç böylesine başarısız olmamıştım.

18 Ocak 2013 Cuma

Halam, Ameliyat, Birand

Halam dün ameliyat oldu ve bu umuluyor ki bu ameliyat son olacak bu süreç kapanmış olacak. Kanser geçmiyor tabi ki ama art arda ameliyatlardan oluşan bu korkunç süreç bitiyor sanki. Ameliyatın tuttup tutmadığı 1 hafta içinde belli olacak bu yüzden nefesimizi tuttuk bekliyoruz.

Geçtiğimiz pazar halam kötüleşmişti sonunda belli oldu ki beyne pıhtı atmış. Hiç bir kalıcı iz kalmadan atlattı ama sonu kalıcı felç de olabilirmiş ama öyle olmadı. sonra ameliyattan bir gün önce bu pıhtıdan dolayı anesteziyi kaldırıp kaldıramayacağı konuşuldu ama sonuçta ameliyat olmasına karar verildi, ameliyatta da neyse ki kötü bir şey olmadı. Halam ameliyatı atlattı.

Mehmet Ali Birand atlatamamış. Halam ile aynı zamanlara denk geldiğinden mi bilemiyorum sarsıldım biraz. Daha bir hafta önceydi haberlerle izlediğim sanki. Hayat dolu, neşeli gülen daha yılbaşında gittiği tatilden bahseden bir adamın ameliyat masasında kalbi durdu. Kısa süreliğine geri gelse de sonuçta kaybedildi.

Benim halam aylardır hastaneye girip çıkıyor. 20 kilo kaybetti. Öyle zayıf, öyle titreyen bir halde ki. Ama o dayanabildi ameliyata. Son zamanlarda halamdan çok kendimi düşünür olmuştum sanki. Bu hastalığın bana yaşattıklarına odaklanır olmuştum ama Birand'ın ölümü halamın durumunun nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunu bu ameliyatı atlatmasının ne kadar büyük birşey olduğunu hatırlattı sanki.

Birand'ın her söylediğine katılmazdım haberlerde söylediklerine sinir olduğum da çok oldu ama ölümüne çok çok üzüldüm.