13 Kasım 2012 Salı

Müşterek Dostumuz


Sorarlar ya en sevdiğin yazar kim diye. Ben bir süre önce en sevdiğim yazarın Charles Dickens olduğunu düşünmeye başlamıştım. O kadar çok kitabı olmasına rağmen sadece dört kitabını okumuştum o zaman. David Copperfield, İki Şehrin Hikayesi (Tale of Two Cities), A Christmas Carol  ve Oliver Twist. Oliver Twist’in kısaltılmış versiyonunu değil de, orjinal uzunluğunda olan romanını okuyunca başlamıştı bu düşüncem. Çeşit çeşit insanı Charles Dickens kadar iyi anlatan yok diye düşünüyordum. Haklıymışım.

Müşterek Dostumuzu (Our Mutual Friend) okumaya başladığımda biraz tereddüt ettim. Toplumun değişik kesimlerinden, apayrı hayatlar yaşayan insanlara ilk bakışla başladı roman. Bu karakterler nasıl bir araya gelir anlayamadım başta. Hayal kırıklığına mı uğrayacağım diye düşünerek biraz ilerlemiştim ki hikaye mükemmel bir şekilde bir araya geldi.  Hikaye yine hayatlara ayrı ayrı bakarak devam etti ama herkes bir şekilde ilintiliydi.

Kitap boyunca çeşit çeşit insan tanıdım. 1800’ler İngilteresi’nin sistemindeki yanlışlıkları bu hayatların akışı içinde gördüm. Sınıf farkının büyüklüğü karşısında ağzım açık kaldı. İşçi sınıfı kadınları ile hanımefendiler arasındaki göze  sokulan itibar farkına şaşırıp kaldım. Dickens’ın kitaplarını okurken az çok sonu tahmin ederim, bu kitapta ise hiç beklemediğim bir sürprizle karşılaştım. Sürprizin kendisinden çok Dickens’ın böyle bir sürpriz yapmasına şaşırdım.

İthaki Yayınları tarafından yayımlanan Müşterek Dostumuz’da; Dickens’ın yazarlığının yanında kitabı keyifli kılan bir diğer öğe de Marcus Stone tarafından yapılmış illüstrasyonlardı. İthaki’yi tebrik ediyorum orjinal illüstrasyonları korudukları bize kitabı onlarla sundukları için.

Kitabın uzunluğu, büyüklüğü kimsenin gözünü korkutmamalı. Öyle akıcı bir kitap ki... Dickens’ın bazen alaycılaşan dili ise kitabı daha da zevkli kıldı. Karakterler çeşit çeşit ve o kadar iyi anlatılmışlar ki... Ben goodreads’de bu kitaba 5 üzerinden 5 verdim. Elimde olsa yıldızlı 5 verirdim. Şiddetle tavsiye ederim.

Not: Bu arada söylemeyi unuttum, Aslı Biçen çevirmiş. Eline sağlık, oldukça iyi bir çeviriydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder