The Bling Ring geçen yazımda bahsettiğim alınıp izlenmeden rafa kalkmış filmlerden biriydi benim için. Bir film izleyecek vaktim var mı düşünüp raflara göz atınca bu filme takılıyordu sıklıkla gözüm. Nasıl olduysa bu hafta ikinci filmimi izleyebildim. Beastly den sonra ikinci film de The Bling Ring oldu.
Doğrusu hafif, eğlenceli bir film beklemiştim. Güzel filmdi ama eğlenceliydi diyemem. Pek hafifte değildi. Ağır sanat filmi de değildi. Sadece hafif değildi işte. Düşündürdü bir şekilde.
Emma Watson ana karakterlerden biriydi ama en önceliklisi değildi. Nedense filmin posterine bakınca öyle olduğunu düşünmüştüm. Bir de oyunculuğuna yeniden hayran oldum. Güzelliği zaten belli de, oynağını her karakterlerin hiç biri birbirini hatırlatmıyor. Hep aynı jet ve mimikleri kullanan oyuncular Emma Watson'ı daha yakından izlemeli.
Israel Broussard ilginçti. Kendisi merak ettirdi bu kimmiş dedirtti ki bu da iyi bir şey sanırım. Katie Chang ise karakterinin tam hakkını veren bir donukluk kraliçesiydi.
Filmin geneli ile ilgili olarak geleneksel Hollywood gişe filmi kıvamında değil pek, alıp izlerken bu göz önünde bulundurulmalı. Ama güzel film izleyin derim. Çok uzun da değil 80 dk sıkılmadan izleniyor. Gerçek olaylara dayanması da filmin ilginç diğer bir noktası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder